Kariyer | Konular

Hayallerinizi Kısıtlamayın – Filler Neden Kaçmaz?

Birkaç yıl önce, New York’taki Madison Square Garden’da, Ringling Brothers Barnum & Bailey Sirki’nin sahne arkasına konuk olma şansını elde etmiştim. Muhteşem bir deneyim olduğunu söyleyebilirim. Çevrede dolanıyor; aslanlara, kaplanlara, zürafalara ve diğer sirk hayvanlarına bakıyordum. Fillerin önünden geçerken birden durdum; bu dev yaratıkların, yalnızca, ön bacaklarından birine bağlanmış küçücük bir iple durduklarını görmek beni çok şaşırtmıştı. Zincir yok; kafes yok. Bu fillerin, istedikleri zaman bağlarını koparıp kaçabilecekleri ortadaydı; ama her nedense bunu yapmıyorlardı. Orada bulunan bir eğiticiye, bu güzel ve ihtişamlı hayvanların neden öyle durduklarını ve kaçmak için herhangi bir girişimde bulunmadıklarını sordum. Eğitici, şöyle dedi: “Çok genç ve daha küçük iken, onları yine bu iple bağlıyoruz. O yaşta, bu ip onları bağlamaya yeterli oluyor. Büyüdükçe, kaçamayacaklarına inanmaya şartlanıyorlar.
İpin halen onları tutabileceğini sanıyorlar; böylece asla kaçmaya çalışmıyorlar.”
”Hayrete düşmüştüm. Bu hayvanlar, istedikleri her an bağlarını koparıp kaçabilirlerdi; ama kaçamayacaklarına inandıkları için, oldukları yerde duruyorlardı.
Kaçımız, filler gibi, daha önce bir kez başarısızlığa uğradık diye birşeyi yapamayacağımıza inanarak yaşamımızı sürdürüyoruz? Kaçımız, artık işimize yaramayan, eski ve modası geçmiş inançlarımız yüzünden geri adım atıyoruz? Sizi kısıtlayan bir inanç yüzünden yeni birşey denemekten kaçındığınız oldu mu? Daha da kötüsü, kaçımız, bir başkasının kısıtlayıcı inançları yüzünden olduğumuz yerde sayıyoruz? Kendinize, bir satış uzmanı olmadığınız için satamayacağınızı söylediğiniz oluyor mu?
Özellikle bir işe başlarken ya da bir işi yürütürken, genellikle, iyi niyetli arkadaşlarımız ve ailemiz tarafından risk almama konusunda uyarılırız. Kaçımız, “Bunu yapamazsın” dendiğini duydu? Bunlar, hayal hırsızlarıdır; kendi kısıtlayıcı inançları yüzünden hayallerinizi gerçeğe dönüştürmekten sizi alıkoyarlar. Ne pahasına olursa olsun, onlara aldırmamalısınız. Size, ehil kimse ve danışmanların önerilerini almamanızı önermiyorum; yalnızca, başkalarının, özellikle de konu dışından insanların, kısıtlayıcı inançlarının etkisinde kalmaktan, vebadan kaçar gibi sakınmanızı söylüyorum.
Kendi kısıtlayıcı inançlarınıza, onları sorgulayarak meydan okuyun. Bir inancı sorgulamaya başlarsanız, otomatik olarak zayıflatırsınız. Kısıtlayıcı inançlarınızı ne kadar çok sorgularsanız, onları o kadar çok zayıflatırsınız. Bu biraz sandalyenin ayaklarını tekmelemeye benzer. Bir ayağı zayıflattığınız zaman, sandalye dengesini kaybetmeye ve düşmeye başlar. Geçmişte kendi başınıza birşey “sattığınız” anları düşünün. Her zaman satış yapıyoruz. Fikirlerinizi eşinize, çocuklarınıza ve çalışanlarınıza, hatta bankacınıza satmak zorundasınız. Belki çocukken okul takımınız için para toplamak üzere kurabiye ya da dergi abonelikleri satıyordunuz. Bu da bir satıştır!

Konular