İşyerinizde onlar mutlaka olmalı!
Günün yarısından fazlasını işte geçiriyoruz. Özellikle masa başı işler, kilo almada büyük rol oynuyor.
İşyerinde sunulacak bazı imkanlar hayatımızı kolaylaştırıp sağlığımıza katkıda bulunabilir
Geçen hafta Sağlık Bakanlığı‘nın obeziteyle mücadele programı kapsamında 500’den fazla çalışanı olan şirketlerde spor salonu olması ve mönülerin diyetisyen kontrolünde planlanması projesi gündeme geldi. Bu habere çok sevindim, en kısa sürede hayata geçirilmesinin hem işveren hem de çalışanlara uzun vadede katkılar sağlayacağına eminim. Yedi yıldır kurumsal beslenme danışmanlığı kapsamında çalışmalarım devam ediyor. 2003 yılında bu eksiği fark etme sebebim, Amerika’da aldığım eğitimler sayesinde olmuştu. Çünkü yaptığım gözlemlerle ve farklı ülkelerde çalışan meslektaşlarımızın bu konuda yaptığı çalışmalarla toplum sağlığına ve ülke ekonomisine ne büyük faydalar sağlanacağının farkına varmıştım.
Bu projenin gazetelerde yayınlanmasının ardından bazı işverenler bunun kendilerine ağır yük getireceğinden bahsetti. Oysa ben uzun vadede tam tersinin olacağını düşünüyorum. Çünkü sağlık harcamalarına ayrılan pay, özel sağlık sigortası poliçelerindeki hasar oranı, ilaç oranları ve hastalık sebebiyle işe gelinemeyen günleri düşünürsek bu maliyetlerin toplamı diyetisyen ve egzersiz uzmanı maliyetinin üzerine çıkıyor.
Üstelik sadece maliyet olarak değil, toplum sağlığı olarak bu projeye bakarsak en kısa zamanda resmileşmesinin hızla ilerleyen obezite salgınına çok faydalı olacağını düşünüyorum.
Kurum kültürü ve yöneticilerin davranışı
Şirket yöneticilerinin bu tür programlara destek vermesi güdüleyici güç oluyor. Sadece insan kaynakları ve eğitim departmanlarının çabasıyla sınırlı olmadan üst düzeyin de desteği varsa tüm grup bu işe dört elle sarılıyor. Ancak en büyük eksiklik, devamlılık ve sürdürülebilir alışkanlıklar. Bu sebeple sürekli beslenme ve diyet uzmanı danışmanlığıyla spor imkanının devamı bence çok faydalı olacak.
Şirketlerin sağlık harcamaları
Sadece teknoloji ve ekipmana yatırım yapmakla olmaz, insana değer vermek yatırım yapmak da çok önemli. Araştırmalara göre, çalışanların yaptığı sağlık harcamalarının en az 1/4’ü, sağlıksız beslenme, hareketsizlik, sigara kullanımı sonucu oluşan, ancak düzeltilmesi mümkün sağlık risklerini kapsıyor. Bu düşünceyle hareket ederek sağlıklı beslenme ve egzersizi teşvik eden şirketlerin sağlık harcamalarını önemli oranda düşürdükleri gözleniyor.
Tüm bunlara ek olarak programa katılan kişiler, kendileri bir şeyler yaptıkları için mutlu hissediyorlar. Bu nedenle programın devamlılığını sağlamak büyük önem taşıyor. Bu şekilde wellness programı fark etmeden kişilerin yaşam biçimi halini alıyor.
Grup etkileşimi motivasyona olumlu
Şirketlere yaptığımız kurumsal beslenme danışmanlıklarında en dikkat çekici nokta grup motivasyonu oluyor. Kendini iyi beslenme, diyet ve egzersiz konularında yetersiz hisseden bireyler, bu tip çalışmalara başlama güçlüğü içinde olanlar etraflarından etkilenip çok daha kolay adapte ve başarılı oluyorlar.
İş hayatı kilo aldırıyor
Özellikle çalışma saatleri uzun olan ve masa başında diğer bireylere oranla daha çok vakit geçiren ofis çalışanlarında, kilo artışı riskli bir durum. Hareketsizlik bu konuda önemli etken oluyor.
Obezite, enerji alımı ve harcaması arasındaki dengenin bozulmasıyla ortaya çıkar. Terazinin iki kefesi de dengede olmalıdır. Durumu özetlemek gerekirse; aldığınız kaloriyi yani miktarları küçültün veya yaktığınız kaloriyi yani hareketi artırın. Maalesef şu anda hem hareket az hem de porsiyonlar büyük. Gittikçe açılan bu araya birçok hastalık yerleşiyor ve bu da insan ömrü ile kaliteli yaşam süresini, kısaltıyor. Hastalık oluşmadan önlem almanın maliyeti çok daha düşüktür. Dengeli beslenme ve kilo kaybı birçok hastalık için koruyucudur
Açık ofislerde grup içi etkileşimler çok fazla. Grup içindeki lider özellikli kişiler tüm grubun beslenmesini etkiliyebiliyor. “Haydi pasta yiyelim”, “Dondurma sipariş edelim” önerileriyle grubu yönlendirmek gibi. Tam tersi sürekli su içen bir kişi de özendirici olabiliyor. Satış toplantıları ve özellikle müşteriyle şehirdışı veya uluslarararsı seyahatlerde yemek, iş toplantısında önemli bir yer tutuyor. Misafire gösterilen önemin bir parçası olarak ona içkiyle eşlik etmek ve çok çeşitli yemek sipariş etmek ihtiyacın üzerinde kalori alımına sebep oluyor.
Borsada seans takip edenler genelde akşam yemeği öncesi içki alıyorlar, bu sebeple saat 18.00-19.00 arasında tehlikeli bir dilimde oluyorlar. Çünkü araştırmalar, alkol tüketiminin yiyecek alımını artırdığını gösteriyor. Buna karşın bu meslek grubunda bu saatleri egzersizle değerlendirerek sadece borsaya yatırım değil kendine yatırım yapanlar da var. Yöneticiler öğle yemeğinde çok yoğun olunca öğün atlama eğilimi gösteriyorlar. Bu sebeple de uzun akşam yemeklerinde ihtiyaçtan çok daha fazlasını tüketiyorlar..
Sürekli oturanlar kabızlığa dikkat:
Lifli besin ve su tüketimi artırılmalı, mümkünse hareketli bir yaşam şekli tercih edilmelidir. Diyetin lif oranını artırmak için özellikle rafine edilmemiş, tam buğday, tam çavdar ve kepekli ürünlerle sebze, kabuğuyla yenebilen meyve ve kuru baklagillere yer verilmelidir.
İşyerinde sunulacak bazı imkanlar hayatımızı kolaylaştırıp sağlığımıza katkıda bulunabilir
Geçen hafta Sağlık Bakanlığı‘nın obeziteyle mücadele programı kapsamında 500’den fazla çalışanı olan şirketlerde spor salonu olması ve mönülerin diyetisyen kontrolünde planlanması projesi gündeme geldi. Bu habere çok sevindim, en kısa sürede hayata geçirilmesinin hem işveren hem de çalışanlara uzun vadede katkılar sağlayacağına eminim. Yedi yıldır kurumsal beslenme danışmanlığı kapsamında çalışmalarım devam ediyor. 2003 yılında bu eksiği fark etme sebebim, Amerika’da aldığım eğitimler sayesinde olmuştu. Çünkü yaptığım gözlemlerle ve farklı ülkelerde çalışan meslektaşlarımızın bu konuda yaptığı çalışmalarla toplum sağlığına ve ülke ekonomisine ne büyük faydalar sağlanacağının farkına varmıştım.
Bu projenin gazetelerde yayınlanmasının ardından bazı işverenler bunun kendilerine ağır yük getireceğinden bahsetti. Oysa ben uzun vadede tam tersinin olacağını düşünüyorum. Çünkü sağlık harcamalarına ayrılan pay, özel sağlık sigortası poliçelerindeki hasar oranı, ilaç oranları ve hastalık sebebiyle işe gelinemeyen günleri düşünürsek bu maliyetlerin toplamı diyetisyen ve egzersiz uzmanı maliyetinin üzerine çıkıyor.
Üstelik sadece maliyet olarak değil, toplum sağlığı olarak bu projeye bakarsak en kısa zamanda resmileşmesinin hızla ilerleyen obezite salgınına çok faydalı olacağını düşünüyorum.
Kurum kültürü ve yöneticilerin davranışı
Şirket yöneticilerinin bu tür programlara destek vermesi güdüleyici güç oluyor. Sadece insan kaynakları ve eğitim departmanlarının çabasıyla sınırlı olmadan üst düzeyin de desteği varsa tüm grup bu işe dört elle sarılıyor. Ancak en büyük eksiklik, devamlılık ve sürdürülebilir alışkanlıklar. Bu sebeple sürekli beslenme ve diyet uzmanı danışmanlığıyla spor imkanının devamı bence çok faydalı olacak.
Şirketlerin sağlık harcamaları
Sadece teknoloji ve ekipmana yatırım yapmakla olmaz, insana değer vermek yatırım yapmak da çok önemli. Araştırmalara göre, çalışanların yaptığı sağlık harcamalarının en az 1/4’ü, sağlıksız beslenme, hareketsizlik, sigara kullanımı sonucu oluşan, ancak düzeltilmesi mümkün sağlık risklerini kapsıyor. Bu düşünceyle hareket ederek sağlıklı beslenme ve egzersizi teşvik eden şirketlerin sağlık harcamalarını önemli oranda düşürdükleri gözleniyor.
Tüm bunlara ek olarak programa katılan kişiler, kendileri bir şeyler yaptıkları için mutlu hissediyorlar. Bu nedenle programın devamlılığını sağlamak büyük önem taşıyor. Bu şekilde wellness programı fark etmeden kişilerin yaşam biçimi halini alıyor.
Grup etkileşimi motivasyona olumlu
Şirketlere yaptığımız kurumsal beslenme danışmanlıklarında en dikkat çekici nokta grup motivasyonu oluyor. Kendini iyi beslenme, diyet ve egzersiz konularında yetersiz hisseden bireyler, bu tip çalışmalara başlama güçlüğü içinde olanlar etraflarından etkilenip çok daha kolay adapte ve başarılı oluyorlar.
İş hayatı kilo aldırıyor
Özellikle çalışma saatleri uzun olan ve masa başında diğer bireylere oranla daha çok vakit geçiren ofis çalışanlarında, kilo artışı riskli bir durum. Hareketsizlik bu konuda önemli etken oluyor.
Obezite, enerji alımı ve harcaması arasındaki dengenin bozulmasıyla ortaya çıkar. Terazinin iki kefesi de dengede olmalıdır. Durumu özetlemek gerekirse; aldığınız kaloriyi yani miktarları küçültün veya yaktığınız kaloriyi yani hareketi artırın. Maalesef şu anda hem hareket az hem de porsiyonlar büyük. Gittikçe açılan bu araya birçok hastalık yerleşiyor ve bu da insan ömrü ile kaliteli yaşam süresini, kısaltıyor. Hastalık oluşmadan önlem almanın maliyeti çok daha düşüktür. Dengeli beslenme ve kilo kaybı birçok hastalık için koruyucudur
Açık ofislerde grup içi etkileşimler çok fazla. Grup içindeki lider özellikli kişiler tüm grubun beslenmesini etkiliyebiliyor. “Haydi pasta yiyelim”, “Dondurma sipariş edelim” önerileriyle grubu yönlendirmek gibi. Tam tersi sürekli su içen bir kişi de özendirici olabiliyor. Satış toplantıları ve özellikle müşteriyle şehirdışı veya uluslarararsı seyahatlerde yemek, iş toplantısında önemli bir yer tutuyor. Misafire gösterilen önemin bir parçası olarak ona içkiyle eşlik etmek ve çok çeşitli yemek sipariş etmek ihtiyacın üzerinde kalori alımına sebep oluyor.
Borsada seans takip edenler genelde akşam yemeği öncesi içki alıyorlar, bu sebeple saat 18.00-19.00 arasında tehlikeli bir dilimde oluyorlar. Çünkü araştırmalar, alkol tüketiminin yiyecek alımını artırdığını gösteriyor. Buna karşın bu meslek grubunda bu saatleri egzersizle değerlendirerek sadece borsaya yatırım değil kendine yatırım yapanlar da var. Yöneticiler öğle yemeğinde çok yoğun olunca öğün atlama eğilimi gösteriyorlar. Bu sebeple de uzun akşam yemeklerinde ihtiyaçtan çok daha fazlasını tüketiyorlar..
Sürekli oturanlar kabızlığa dikkat:
Lifli besin ve su tüketimi artırılmalı, mümkünse hareketli bir yaşam şekli tercih edilmelidir. Diyetin lif oranını artırmak için özellikle rafine edilmemiş, tam buğday, tam çavdar ve kepekli ürünlerle sebze, kabuğuyla yenebilen meyve ve kuru baklagillere yer verilmelidir.
Konular
- Etkileşim Modeliniz
- Sözünüzü Tutma Kabiliyetiniz
- Yaşamınızdaki Beyaz Alan
- Fiziksel Sağlığınız ve Canlılık
- Finansal Durumunuz
- Yaklaşımınız
- Topluluğunuz
- Kızılderili’nin Köpekleri
- Çok Başarılı İnsanların İlk 10 Özelliği; Siz de Öğrenebilirsiniz!
- Çok çalışırlar!
- İnanılmaz derecede meraklı ve öğrenmeye heveslidirler.
- Çevre edinirler
- Kendilerini geliştirirler ve asla vazgeçmezler!
- Sıradışı bir yaratıcılığa sahiptirler
- Kendilerine güvenirler ve sorumluluk alırlar
- Genellikle rahattırlar ve bakış açılarını korurlar
- Son derece başarılı insanlar, şimdiki zamanda yaşarlar
- “Ufka bakıp” geleceği görürler
- Her zaman başarılı olan insanlar hemen yanıt verirler!
- Kendinizi Havanızda Hissetmediğinizde Motive Olmanın 9 Yolu
- Kendinizi ödüllendirin
- Başkasına duyduğunuz sevgi adına yapın
- İşi bir başkasıyla paylaşın
- Bir işi bırakırken iki kez düşünün
- Yokluğu paylaşın
- Yapın ve kurtulun
- Eğitim alın
- İşe koşar adımlarla başlayın
- İşi farklı bir şekilde yapmanın yolunu bulun
- Yatarak 32 milyar dolar kazandı!