Kariyer | Konular

İşverenler ve çalışanlar için dönüm noktası

Uluslararası Çalışma Örgütü HIV/AIDS konusunda yeni bir taslak sundu. Çalışma hayatına dair yeni uygulamalar getiren taslak HIV/AIDS hastalarının çalışmasının da önünü açıyor.

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) yıllık olağan konferansında iş dünyasını yakından ilgilendiren önemli kararlar alındı. İsviçre’nin Cenevre şehrinde yapılan 99’uncu konferansın ana gündem maddelerinden biri de çalışma hayatında HIV/AIDS’di.

Örgüt konferansta hükümetler, işverenler ve çalışanlar için dönüm noktası olacak bir iş standardını benimsedi. Bir öneri olarak sunulan standartlar, iş arayanlara mecburi HIV testi uygulamasının kaldırılmasını, HIV ya da AIDS ile yaşayan çalışanların bu sebepten dolayı işten çıkarılmamasını veya uzaklaştırılmamasını ve hatta tedaviye ulaşmaları konusunda çalıştıkları şirketlerin aracı olmalarını kapsıyor. ILO tarafından sunulan yeni standart, çalışma hayatında HIV’e odaklanan ilk uluslararası yaptırım olma özelliğine sahip. Yeni programın işyerlerindeki HIV önleme ve tedavi programlarının etkisini önemli ölçüde geliştirmesi bekleniyor.

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yürütülen UNAIDS programının murahhas üyeliğini yürüten Jan Beagle, dünyada pek çok çalışanın HIV nedeniyle ayrımcılığa ve işlerini kaybetme tehdidine maruz bırakıldığını söylüyor. ILOHIV/AIDS ile savaşan programının başında olan Sophia Kisting de pek çok ülkede ordu ve sağlık gibi belli sektörlerde iş arayanların HIV testi yaptırmasının zorunlu olduğunu ifade ediyor ve bu durumun neredeyse dünya çapında yaygınlaştığının altını çiziyor. BM verilerine göre dünyada 34 milyona yakın kişi HIV ile yaşıyor. Bunun büyük çoğunluğu ise çalışma yaşına gelmiş durumda. Ancak pek çok ülke ve sektörde işe girmeden önce uygulanan HIV/AIDS testi bu hastalığı taşıyanların çalışma hayatını olumsuz etkiliyor. ILO yetkilileri mecburi HIV testinin en fazla hangi ülkelerde uygulandığını bilmediklerini söyleseler de hukuk eksperi Anna Torriente bu uygulamanın oldukça yaygın olduğu bilgisini veriyor.

“Bazen işçiler test edildiklerini bile bilmiyor” diyor Torriente, kan testlerini içeren iş öncesi medikal muayeneleri kastederek. Bu nedenle umutlar ILO tarafından ortaya atılan taslak programın ülkeler bazında standart olarak kabul edilmesi ve politika halini almasından yana.

Umutlar yeni taslakta
Kimi sektörlerde HIV/AIDS hastalarına karşı ayrımcılık bariz bir şekilde öne çıkıyor. Örneğin denizcilik sektöründe HIV pozitif olan çalışanları tekneye almamak sıkça karşılaşılan bir uygulama. Jan Beagle ise ILO tarafından sunulan yeni taslak programın mevcut durumu değiştirmek adına önemli bir adım olduğu düşüncesinde. ILO’nun oluşturduğu yeni standartların aslında bir önerge şeklinde olduğu söylenebilir. Yani standartların mevcut haliyle ulusal parlamentolarda birer devlet politikası haline getirilmesi ve yasamaya taşınabilmesi mümkün. ILO’nun 183 üye ülkesi ise bir yıl içinde bu yeni standardı ulusal politikaları ve kanunları ile nasıl bağdaştıracaklarına karar vermek için parlamentolarına göndermekle yükümlü. Ancak ülkelerin öneriyi dikkate almamaları durumunda ILO’nun herhangi bir yaptırım imkanı bulunmuyor.

Arzu Kaykı / Pozitif Yaşam Derneği Başkanı
“Şirketleri işbirliğine davet ediyoruz”
Bilgisizlik ve Türkiye’de çalışan haklarına ilişkin güvencenin yeterli olmaması HIV pozitif kişilerin iş kaybına sebep olabiliyor. İster tecrübesiz veya mavi yakalı, ister uzun yıllar tecrübeli beyaz yakalı çalışanlar olsun pek çok sektörden pek çok çalışan ciddi çalışma hakkı ihlaline uğrayabiliyor. Artık Türkiye’nin HIV/AIDS konusunda bilgilere kulak tıkamaması gerekiyor. Gerek çalışanların sağlığının korunması, gerek ayrımcılığa uğramamaları açısından işyerlerinin bu ILO standartlarına paralel HIV/AIDS politikaları oluşturmaları gerekiyor. Bu sebeple Levi’s ve MAC gibi şirketlerle işbirliği içindeyiz. Başta küresel ilkeler sözleşmesini imzalayan şirketler olmak üzere tüm şirketleri ILO’nun bu yeni standartlarını benimsemeye ve politikalar oluşturmaya davet ediyoruz.


Konular